DİĞER
Humeyni basit bir fikirden yola çıkmıştır: Mehdi gelene kadar boş durmayalım, din kurallarına göre yeni toplum kuralım, yoksa yok ederler bizi...
Behemot’u edebiyatta kedilerin ve kediliğin şahı, kedi becerikliliğinin ve umursamazlığının kişileşmesi olarak selamlıyorum...
Mekruh için bir yerin hangi dinden hangi ırktan olduğu değil, hangi parayla dolu olduğu önemli olduğundan Amerigonya’dan hoşlanmasa da parasına tapar, o şehrin parasını küplerde biriktirmekten özel bir zevk alırmış
Mekruh, ESERİM dediği bu şehirle övünüyordu artık. Her şey tam istediği gibiydi. Alçaklar alçaklarla yarışıyor, zulüm zulmü besliyordu. Devlet düşmanlardan temizlenmişti, farklı düşünen herkes sarayın dışına atılmıştı...
Bir gün Başveziri Hamut’la dertleşmek isteyen Mekruh, “Yav” demiş, “Çok enteresandır, bana diktatör diyorlar. Böyle şey olur mu? Ben diktatör olsam, bu ülkede bana diktatör denilebilir miydi?”
TOKİM’in bu başarısında şüphesiz Kasım Paşa’nın çok emeği varmış. Bu nedenle TOKİM’in yaptığı ilk mahalleye onun adını vermişler...
Yargım, Askerim, Polisim ve Devletim bu yazıyı okuyanlara ne yapacağını bilir. Şahlığı sizden öğrenecek değiliz...
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık